Daha önce Aydos, Şiar, Yedi İklim ve Temmuz gibi dergilerde eserleri yayınlanan Zeynep Yıldırım’ın ilk şiir kitabı Beklerken Söylenen okurla buluştu. Zeynep Yıldırım, “Yazmak benim için hiçbir zaman geçici bir heves, öylesine bir meşgale olmadı. Bence insan yazdıkça şifalanıyor. İçimizdeki yaraları paylaşmak, kalplere dokunmak müthiş bir duygu” diyor.
- İlk eseriniz yayınlandığında neler hissettiniz?
Yıllar önceydi. Kitap fuarındaydım. Aydos dergisinde ustam Sıddık Ertaş dergiyi fuarda vermişti bana o ân çok mutlu olmuştum, şiirimin yayımlandığını görünce. Heyecanımı ustalarımla paylaşmıştım. Hep o ilk heyecanımı diri tutarım. Nurettin Durman yayımlanan ilk şiirimi okumuştu bu yüreklendirmişti beni. Şiir yolculuğumda, disiplinli bir çalışma gerekli olduğunu en başından biliyordum. Bu şuurla bazen sıkıntılarım oldu her hâl insan için dedim, ama yazmayı hiç bırakmadım.
- Kitabınızı elinize alınca ilk olarak ne yaptınız?
Aslında önce biraz durdum kitaba baktım. İlk heyecanı üzerimden atmam biraz zaman aldı çünkü. Birçok duyguyu aynı anda yaşadım. Heyecan, sevinç, umut ve şükür. Çocukluğumdan beri hayalini kuruyordum. Şükürler olsun dedim.
- Kitabınızı ilk kime imzaladınız?
Aslında spontane gelişti biraz. İlk gün kimseye imzalayamadım heyecandan ertesi gün Yediiklim dergisindeydim. İlk imzam Ali Haydar Haksal’a nasip oldu. Sonra aileme, zaten kitabı anne ve babama ithaf ettim.
- Yazmaya nasıl başladınız?
Ortaokulda. Kompozisyonlar yazmayı çok severdim. Şiirle ilk tanışmam ise lisedeydim defterime şiir parıltıları olan mısralar yazıyordum. Bir damar vardı. Yakın çevrem yazmayı sevdiğimi bilirdi. Kitap çıkınca şaşırmadılar. Yazmak benim için hiçbir zaman geçici bir heves, öylesine bir meşgale olmadı. Bence insan yazdıkça şifalanıyor. İçimizdeki yaraları paylaşmak, kalplere dokunmak müthiş bir duygu.
- Gece mi yazarsınız, gündüz mü?
Bu benim için değişen bir şey. Şiir yazmanın zamanını belirlemediğim için. Genellikle hiç beklemediğim anlarda yazıyorum, gündüz de olabiliyor gece de. Sesin içinde şiir çalışamıyorum. Dikkatim hemen dağılabiliyor. Zamanı belirsizdir ama sessiz ortamda çalışırım.
- Defter mi, bilgisayar mı?
Ben defterciyim. Çocukluğumdan beri hep deftere yazardım. Tabii daha sonra bilgisayar işimizi kolaylaştırdı, zaman tasarrufu açısından. Dijital çağda bilgisayar olmadan olmaz diyorum şimdilerde.